Genel Kongre / 16 Şubat 2014 / Türk Kültür Merkezi
- Ayrıntılar
- Kategori: Etkinlikler
- 28 Mart 2014 tarihinde oluşturuldu
131. Etkinlik: KONGRE
Tarih: 16 Şubat 2014 Yer: Türk Kültür Merkezi
Üç yıl önce başlatıp başarılı olduğumuz gençleştirme hareketi devam etti. Aramıza yeni gençler katıldı. Bu gençlerin her biri birer pırlanta. Yolumuza o gençlerle devam edeceğiz. Ben de Onursal Başkan olarak onların başarılarıyla gurur duyarak onurlanacağım.
Devamını oku: Genel Kongre / 16 Şubat 2014 / Türk Kültür Merkezi
Açış konuşması 26-01-2013
- Ayrıntılar
- Kategori: Mahmut Telli
- 29 Ocak 2014 tarihinde oluşturuldu
İzmir 9 Eylül Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. sayın Ergün Aybars, değerli konuklar ve sevgili gençler;
Bugünkü konferansımıza hepiniz hoş geldiniz; hepinizi saygı ile selamlıyorum. Bugünkü konumuz ’Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşundan günümüze Türkiye’. Konuşmacımız da İzmir 9 Eylül Üniversitesi İnkılap Tarihi Bölümü Müdürü Sayın Prof. Dr. Ergün Aybars. Sayın Aybars’ın Cumhuriyet Tarihi isimli kitapları Türkiye’de Liselerde ve Üniversitelerde ders kitabı olarak okutulmaktadır.
Açış konuşması 03-02-2012
- Ayrıntılar
- Kategori: Mahmut Telli
- 29 Ocak 2014 tarihinde oluşturuldu
Değerli konuşmacımız sayın Can Ataklı, değerli dernek başkanları, değerli medya mensupları, değerli atatürkçü konuklar ve sevgili gençler; hepinizi saygı ile selamlıyorum. Hepiniz bugünkü etkinliğimize hoş geldiniz.
Bugünkü konumuz ’Cumhuriyetimiz 90’ıncı yılına girerken Türk medyası’. Konuşmacımız da Vatan gazetesinin Atatürkçü yazarlarından sayın Can Ataklı. Sayın Ataklı Frankfurrt’umuza hoş geldiniz.
Değerli konuklar,
28 Ekim’de yine bu salonda Cumhuriyetin 89’uncu yılında Türk medyası konulu bir konferans düzenlemiştik. O konferanstaki konuşmacımız olan sayın Uğur Dündar, buharlaşan medya mensuplarından söz etmişti. Gerçekten de geçtiğimiz son 10 yıl içinde bazı önemli medya mensuplarının medyadan birer birer uzaklaştığını gördük. Bazıları ilke değiştirdi yandaş oldu, bazıları susturuldu, bazıları tutuklandı; hapiste çürütülüyor, bazıları da isyan ederek, örneğin Vural Savaş, kalemini kırdı attı yani medyayı terketti. Ama bütün bunlara rağmen medyada mücadelesine devam eden değerli medya menuplarıız var. İşte bu değerlerden birisi de Sayın Ataklı…
FETHİYESPOR’UN ONURLU DAVRANIŞI ve TFF’NİN AYMAZLIĞ
- Ayrıntılar
- Kategori: Dursun ATILGAN
- 29 Ocak 2014 tarihinde oluşturuldu
Türkiye“ Futbol Federasyonu, Fethiyespor ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları demiş:
"Tüm dünyada futbol sahalarının yalnızca futbolun oynandığı ve izlendiği alanlar olması hedeflenmektedir. Federasyonumuzun da bağlı olduğu uluslararası spor örgütleri, bu hedefe ulaşmak için evrensel mahiyette çeşitli ilke ve kurallar benimsemiştir.
Bununla birlikte, Fethiyespor Kulübü'nün Fenerbahçe A.Ş. ile oynadığı Ziraat Türkiye Kupası müsabakasında uluslararası futbol oyun kurallarına aykırı şekilde saha içinde hepimizin milletçe sahiplendiği değerleri, sadece kendilerine mal ederek tartışma yaratmak için kullandıkları görülmüştür.
Bu tarz eylemlerin spor alanlarında tasvip edilmesi mümkün olmadığından, konuyla ilgili dosya Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'na sevk edilmiştir. Bu konuda kulüplerimizin gerekli hassasiyet ve özeni göstereceğinden emin olmakla birlikte yukarıda anılan ilke ve kurallara aykırı davranılması halinde disiplin sürecinin başlatılacağını belirtmek isteriz. Kamuoyunun bilgisine saygıyla duyururuz. Türkiye Futbol Federasyonu" (Görsel ve yazılı basından haberler)
***
AKSOY ve MUMCU'YU SAYGIYLA VE ÖZLEMLE ANARKEN…
- Ayrıntılar
- Kategori: Dursun ATILGAN
- 26 Ocak 2014 tarihinde oluşturuldu
31 Ocak 1990'da, ödünsüz ve yılmaz Atatürkçü; laiklik, özgürlük ve tam bağımsızlık aşığı Muammer Aksoy Hocamız, Ankara'da apartmanının girişinde hunharca katledildi. Bu cinayetle, Atatürkçü Düşünce Derneği'nin kurucu Genel Başkanı aramızdan bedenen alındı…
Uğur Mumcu 3 Şubat 1990'da Muammer Hocasının resmi elinde, onu son yolculuğuna uğurlarken, kaderin, üç yıl sonra , 24 Ocak 1993'te acımasız ağlarını onun için de öreceğini nereden bilebilirdi...
24 Ocak 1993'te Uğur Mumcu'nun arabasına yerleştirilen bomba, sadece onu değil, bizim yüreğimizi de parçaladı... Türk Basınının usta ve yiğit kalemi kırıldı o gün...
Muammer Aksoy'dan sonra, Atatürkçü Aydınlanmanın güçlü bir ışığı daha söndürüldü...
Muammer Aksoy'un ve Uğur Mumcu'nun dayanılmaz acıları elbette alışabilecek acılar değildir.
Ancak, bizler ağlamakla, sızlamakla neyi değiştirebiliriz ki? Bu gerçeğin bilincinde olmak zorundayız...
***
Devamını oku: AKSOY ve MUMCU'YU SAYGIYLA VE ÖZLEMLE ANARKEN…
24 Ocak ve Mumcu Cinayeti
- Ayrıntılar
- Kategori: basindan
- 27 Ocak 2014 tarihinde oluşturuldu
Uğur Mumcu’nun katlinin üzerinden 21 yıl geçti. Bu 21 yıl boyunca karanlık cinayetin üzerindeki örtü aralanacağına kat be kat arttırıldı.
Uğur Mumcu cinayeti çözülebilse, belki de ülkemizdeki tüm karanlık cinayetler çözülecek. Türkiye karanlık cinayetleri besleyip destekleyen ülkelerden kopup bağımsızlaşacak.
Mumcu cinayeti tarihimizin gördüğü en karanlık cinayettir. Hem cinayetin yarattığı etki, hem de zan altında bıraktığı gurup ve ülke sayısı açısından karmaşıktır.
İlk bakışta bu cinayet sadece Uğur Mumcu’nun varlığını ortadan kaldırma amaçlı gibi görülebilir. Gerçekten de cinayeti işletenler, Uğur Mumcu gibi araştırmacı gazeteciliğin simgesinin ortadan kaldırılması gibi önemli bir sonuç aldılarsa da ardından gelen sonuçlar açısından çok daha büyük “kazanımlar” elde etmişlerdir.
Cinayetin tüm ülkede yarattığı şok dalgası umulanın ötesinde olmuştur. Türkiye’de hiçbir siyasi cinayet ülkeyi tepeden tırnağa böylesine sarsmamıştır. Bu cinayet 90’lı yıllarda işlenen siyasi cinayet ve katliamlar zincirinin en büyük ve en önemli halkasıdır. Bu cinayetle “artık hiç kimse için can güvenliği kalmamıştır” mesajı açıkça kitlelere verilmiştir. Kitlelerin cinayete tepkisi çok büyük olmasına rağmen istenen etki de yaratılmıştır.
Türban, Peçe Ve Kara Çarşaf Üstüne!
- Ayrıntılar
- Kategori: makaleler
- 26 Ocak 2014 tarihinde oluşturuldu
Birkaç yıl önce, kimilerimizde “aman, Malezya gibi olmayalım!” kaygısı vardı. İşittiğimize göre, o Müslüman ülkede sokaklar sıkma-başlı hanımlardan geçilmiyormuş. Subay adlarının başında da oldukça sık (“Hacı Albay, Hacı General” gibilerden) “Hacı” eklemesi bulunduğu savı dolaşıyordu. Ancak, ben Malezya’ya uluslararası bir toplantı nedeniyle gittim. Söylendiği gibi çıkmadı. Şimdi, bizim sokaklarımızda daha fazla türbanlılar dolaşıyor. Ankara’ya yakın bir Orta Anadolu üniversitesinde iki yıl önce bir konuşmam oldu; toplantı salonu türban defilesi gibiydi; dışarıda okul yerleşkesi de öyle…
Sözü gene Malezya’ya getireyim. Önce, Malezya’nın ancak yüzde 60’ı Müslüman; yüzde 20’ye yakını Budist, yüzde 10’a yakını Hıristiyan ve yaklaşık yüzde 6’sı da Hindu. Üniversitedeki konuşmalarda dinleyiciler arasında türbanlılar da vardı, başı açıklar da. Söz alan hanımlar, özellikle başı açık olanlar, iyi birikimli, bilimsel konuşmalar yaptılar. Benim tebliğimin bütünü, hiç değişikliğe uğramadan, hem orada, hem Viyana’da kitap biçiminde basıldı…